İSTANBUL (Gazete Bursa) – Türkiye’de faaliyet gösteren Posco Assan’ın başvurusu üzerine, Ticaret Bakanlığı tarafından ithal paslanmaz çelikle ilgili anti-damping soruşturması başlatıldı. Bu süreçte yeni gelişmeler meydana geldi.
Son günlerde paslanmaz çelik kullanan iş dünyası örgütleri, soruşturmanın ihracat ve istihdamda yarattığı zorlukları ifade ettikten sonra, TSE, İTÜ ve Konya Teknik Üniversitesi’ne başvurarak, şikayetçi firmanın gerçekleştirdiği işlemlerin gerçekten yerli üretim olup olmadığını sorgulamaya başladı. Bu bağlamda, kimyasal analizlerin ve kalite değerlendirmelerinin uzman laboratuvarlarda yapılması talep edildi.
İş dünyası örgütleri, gelen raporları değerlendirerek kamuoyuyla paylaştı. Rapor, sıcak haddelenmiş çelik ile soğuk haddelenmiş çelik arasındaki ithalat fiyat farkının oldukça az olduğunu ortaya koyarak, soğuk haddeleme işleminin gerçek bir “üretim faaliyeti” olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti.
KATMA DEĞER SADECE YÜZDE 12
Posco Assan’ın paslanmaz çelik üreticisi olmadığını ve sıcak haddelenmiş paslanmaz yassı çeliği Çin ve Güney Kore’den ithal edip sadece soğuk haddeleme işlemi yaptıktan sonra bu ürünleri paslanmaz çelik olarak sattığı ifade edildi. İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği’ne yapılan başvuruda, 2021-2023 yılları arasında yapılan ithalat miktarları ve fiyatları hakkında bilgi alındı. Gelen yanıt, sıcak ve soğuk haddelenmiş çelik ithalat bedellerinin neredeyse aynı olduğunu doğruladı. Bu durum, şikayetçi firmanın yerli üretim iddialarını geçersiz kılmaktadır.
İTÜ ve Konya Teknik Üniversitesi laboratuvarlarında gerçekleştirilen analizler, durumu net bir şekilde ortaya koydu. Analiz raporunda, şikayetçi firmanın yalnızca ithal ettiği sıcak haddelenmiş paslanmaz çeliğe sınırlı bir soğuk haddeleme işlemi yaptığı vurgulandı. Bu işlemin toplam üretim sürecinde yalnızca yüzde 12 katma değer yarattığı belirtildi. Bu nedenle, firmanın yerli üretici olarak başvuru yapmasının teknik olarak mümkün olmadığı ifade edildi. Anti-damping soruşturmasının, gerçek üretici olmayan bir firmanın lehine değil, birçok sanayici ve ihracatçının sürdürülebilirliğine katkıda bulunacak şekilde sonuçlandırılması gerektiği kaydedildi.
Ayrıca, Türkiye’nin paslanmaz çelikte tam entegre bir üretim tesisine sahip olmadığı ve mevcut kapasitenin ülke ihtiyacının yalnızca üçte birini karşıladığına dikkat çekildi. Paslanmaz çeliğin endüstriyel mutfak, otomotiv, beyaz eşya, makine ve savunma sanayi gibi stratejik alanlarda kullanıldığı hatırlatılırken, bu ürünün teminindeki herhangi bir sıkıntının katma değerli ihracat yapan sektörlere olumsuz etkileri olabileceği vurgulandı.
Yorumlar kapalı.