İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Amir Said İravani, ABD ve İsrail’in İran’ı “koşulsuz teslimiyete” zorlamaya yönelik çabalarının başarısız olduğunu ifade etti. İravani, “Bugün diplomasiye daha yakın bir noktadayız” şeklinde bir açıklamada bulundu.
BM Güvenlik Konseyi’nde (BMGK), 2015 yılında imzalanan “Ortak Kapsamlı Eylem Planı (JCPOA)” üzerine gelişmelerin ele alındığı bir toplantı gerçekleştirildi.
İravani, “İsrail rejiminin” JCPOA ile ilgili toplantıya katılımını reddettiklerini, bu tür toplantıların yalnızca JCPOA tarafları ve BMGK üyeleri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
ABD’nin 2018 yılında JCPOA’dan tek taraflı olarak çekilmesi ve sonrasında BMGK’nın 2231 sayılı kararını ihlal eden yasadışı yaptırımlar uygulamasının İran’ın yükümlülüklerine uymamakla suçlanması konusunda hiçbir meşruiyet sağlamadığını dile getiren İravani, İsrail’in ABD desteğiyle İran’ın barışçıl nükleer tesislerini, sivil bireyleri ve altyapıyı hedef aldığını da belirtti.
İravani, İsrail’in bu saldırıları, İran’ın nükleer programının sözde “yakın tehdit” oluşturmasıyla haklı çıkarmaya çalıştığını ifade ederek, bu iddiaların hem yasal hem de gerçek anlamda hiçbir temeli olmadığını sözlerine ekledi. “Bölgede nükleer silaha sahip olduğunu ilan etmeyen ve Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) taraf olmayan tek aktör İsrail’dir. Buna karşın İran, NPT’ye taraf bir ülke olarak nükleer programını sıkı UAEA denetimlerine tabi tutmaktadır.” dedi.
Avrupalı JCPOA katılımcı ülkelerin de yükümlülüklerini yerine getirmediklerini savunan İravani, bu ülkelerin İran’ın nükleer silah edinme çabaları doğrultusunda asılsız iddialarda bulunduğunu ileri sürdü.
İravani, “Bu iddialar güvenilir bir kanıttan yoksundur ve tamamen temelsizdir. İran’ın barışçıl nükleer programı, sıkı UAEA doğrulama mekanizmaları altında devam etmektedir ve bu gerçek inkâr edilemez.” şeklinde konuştu.
İran’ın, tüm bu saldırganlık ve Avrupa taraflarının yapıcılıktan uzak tutumuna rağmen diplomasiye ve barışçıl çözümlere bağlı kalmaya devam ettiğine dikkat çeken İravani, “İran bu savaşı başlatmamıştır. Saldırganlar durduğunda, yasal askeri karşılıklarımızı da sona erdirmiştir. Ancak İran, sahte vaatleri ve çifte standartları göz ardı etmeyecektir. Silahlı kuvvetlerimiz her türlü yeni tehdit veya ihlale yanıt vermeye tam olarak hazırlıklıdır.” dedi.
İravani, ABD ve İsrail’in İran’ı sözde koşulsuz teslimiyete zorlayacağı yönündeki beklentilerin gerçekleşmediğini açıkladı.
“ABD, İRAN TEHDİDİNİ GÖRMEZDEN GELMEYECEK”
ABD’nin BM Daimi Temsilciliği Geçici Maslahatgüzarı Dorothy Shea, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu’nun 12 Haziran’da İran’ın zorunlu nükleer güvenlik önlemlerini yerine getirmediğine dair bir hüküm verdiğini aktardı.
Diğer yandan, BMGK’nın bazı üyelerinin İran’ın yükümlülüklerini göz ardı etmeyi “hatta teşvik etmeyi tercih ettiğini” savunan Shea, “ABD, İran’ın bu uyumsuzluğunu ve bölgesel istikrara yönelik süregelen tehdidini görmezden gelmeyecek.” ifadesini kullandı.
Shea, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’ın barışa yönelme zamanının geldiği mesajını yinelediğini hatırlatarak, “Bu kritik dönemde, İran’a barış ve refah adına bu fırsatı değerlendirmesi ve uluslararası yükümlülüklerine uyması çağrısında bulunmalıyız.” şeklinde sözlerini sonlandırdı.
“UAEA, İRAN’IN NÜKLEER SİLAH GELİŞTİRDİĞİNE DAİR İŞARET GÖZLEMLEMEDİ”
Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Vassily Nebenzia, UAEA denetimi altındaki İran’ın barışçıl nükleer altyapısını hedef alan saldırıları en güçlü bir şekilde kınadıklarını bildirdi.
ABD ve İsrail’in gerçekleştirdiği eylemlerin, BM Şartı’nı ve Güvenlik Konseyi kararlarını açıkça ihlal ettiğini belirten Nebenzia, bu durumun Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’nın (NPT) otoritesine doğrudan bir meydan okuma olduğunu vurguladı.
Nebenzia, İsrail’in nükleer silahların yayılmasının önlenmesi konusundaki toplantıya katılma talebinin kendilerini şaşırttığını ifade ederek, “Bu durum, İsrail’in NPT’ye taraf olma isteğine işaret ediyor olabilir. Tüm uluslararası toplum bu adımı görmek istemektedir.” şeklinde konuştu.
Nebenzia, İran’ın nükleer yakıt döngüsü ile ilgili tesislere yönelik saldırıların sadece İran halkı için değil, aynı zamanda tüm Orta Doğu için ciddi bir tehdit oluşturduğuna değindi. Bu saldırıların, yalnızca zımni bir kabulle değil, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın açık onayıyla gerçekleştirilmiş olduğunu aktardı.
Nebenzia, diğer yandan hala Ortak Kapsamlı Eylem Planı’nın tarafları olduklarını iddia eden bu ülkelerin, mevcut durumda ciddiye alınamaz hale geldiğini belirtti. Büyükelçi, “UAEA bugüne kadar İran’ın nükleer silah geliştirdiğine dair herhangi bir işaret gözlemlememiştir. Bu nedenle Batılı meslektaşlarımızın öne sürdüğü iddialar, konuyu anlamamış bir kitlenin hedef alındığı yanıltıcı beyanlardır.” diyerek, 12 Haziran’da Batılı ülkelerin gösterdiği ikiyüzlülüğün zirveye ulaştığını dile getirdi.