Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye Eğitim Teknolojileri Zirvesi”nde katılımcılara hitap etti.
Erdoğan, 2024-2025 eğitim öğretim yılının sona erdiğini belirterek, geleceğin teminatı olan evlatların ailelerine ve öğretmenlerine içten şükranlarını sundu. Ayrıca, Cumartesi ve Pazar günleri yükseköğretim kurumları sınavlarına girecek öğrencilere zihin açıklığı diledi.
Göreve geldikleri günden itibaren eğitim alanında yeni bir sayfa açtıklarını ifade eden Erdoğan, katsayı uygulamaları ve başörtüsü yasakları gibi haksızlıklara son verdiklerini vurguladı. 2011 yılında başlatılan ve Türkiye’nin 100 yıllık eğitim modeliyle daha da ileriye taşınan FATİH projesinin önemine değindi. Bu proje ile dijital teknolojilerin her sınıfa ulaşmasını sağlamak ve okullarda teknolojinin kullanımını yaygınlaştırmak adına 21.576 okulun ağ altyapısını tamamladıklarını duyurdu. Kısa süre içinde 8.200 okulun daha ağ altyapısının kurulacağını ve bu okullara yüksek hızlı internet hizmetinin sunulacağını ekledi.
Öğrencilerin bireysel gelişimlerinin takip edildiğine dikkat çeken Erdoğan, öğretmenler ve idareciler için yenilikçi eğitim yaklaşımlarını desteklediklerini ve teknolojik eğitim metotlarını çeşitlendirdiklerini aktardı.
Bakanlıkları ile TÜBİTAK arasında yapılacak işbirliği aracılığıyla 100’ün üzerinde yerli girişimin küresel rekabette güçlü bir konuma ulaşacağına vurgu yaptı. Bölgedeki son olayların veri güvenliğinin önemini yeniden hatırlattığını dile getiren Erdoğan, yabancı menşeli mesajlaşma uygulamalarının oluşturduğu güvenlik zafiyetlerini basında gördüklerini dile getirerek, verilerin güvenliğini güçlendirme hedefinde olduklarını belirtti.
Dijitalleşmenin ve sosyal medyanın sağlıklı bir şekilde hayatımıza değer katmasını umduğunu ifade eden Erdoğan, hızlı dijitalleşmenin beraberinde getirdiği dijital kuşatma hissiyatına dikkat çekti. Doğayla ve hayatın doğal akışıyla kurulan organik ilişkilerin yerini internetin sağladığı yeni ürünler ve araçların aldığını vurguladı. Bu durumun sonucunda dijital zorbalık ve linç kültürünün yalnızca gençleri değil, her yaştan bireyi tehdit edecek boyutlara ulaştığını kaydetti.