ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda kurulan Suriye Bölgesel Platformu’nda görev yapan beş ABD’li diplomatın aniden görevden alınması, Washington’un terör örgütü SDG ile ilgili politikalarını tartışma konusu haline getirdi. Reuters’ta yer alan özel habere göre, Suriye ile ilgili görev yapan bazı üst düzey diplomatlar görevlerinden uzaklaştırıldı. Beş farklı kaynağın Reuters’a yaptığı açıklamalara göre bu değişiklik, Washington’un SDG’yi Şam yönetimiyle entegrasyon sürecine zorlamaya çalıştığı döneme denk geliyor. Diplomasi ve güvenlik uzmanları, ABD’nin bu adımı, SDG konusunda Türkiye ile karşı karşıya gelmemek için attığını belirtiyor.
BARRACK’IN ŞAM ISRARI
Reuters’ın haberine göre, görevden alınan diplomatlar, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda Suriye’ye yönelik diplomatik görevler yürüten Suriye Bölgesel Platformu (SRP) bünyesinde çalışıyordu. Haberde, ABD’nin Suriye özel elçisi Tom Barrack’a bağlı olarak görev yapan diplomatların görevden alınmasının Barrack ile herhangi bir görüş ayrılığından kaynaklanmadığı belirtilse de, kulislerde durumun böyle olmadığına dair iddialar bulunuyor. Barrack’ın, SDG’nin Şam’a entegrasyonu konusundaki ısrarı dikkat çekiyor.
ABD’DE ÇOKLU POLİTİKA
SDG’nin entegrasyondan kaçındığı ifade edilirken, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkilinin, “bu tür personel değişiklikleri ve idari yapılanmalar hakkında yorum yapamayacakları” belirtildi. Bunun yanı sıra, ABD’nin birçok diplomatının farklı ofislerde Suriye ile ilgili çalışmaya devam ettiği vurgulanıyor. Emekli diplomat Uluç Özülker, bu durumu değerlendirirken, “Suriye meselesinde ABD’nin Tom Barrack üzerinden net olmayan bir tutumu var” dedi.
ABD’DEN KİLİT İFADE
Özülker, “ABD başlangıçta tamamen bizim yanımızda bir tutum içindeydi. Suriye’nin, Türkiye ile birlikte egemenlik sorunlarının üstesinden geleceği ifade ediliyordu. Ancak Barrack Suriye’ye her gidişinde bu yumuşak söylemi değişik boyutlara taşıdı. ABD, Suriye’den çıkmamak konusunda kararlı görünüyor. Reuters haberinde iki önemli husus var. Birincisi, ‘ABD’nin pek çok yerde Suriye ile ilgili temsilcisi var’ ifadesi, ‘biz Suriye meselesini dışarıdan yönetmekteyiz’ anlamına geliyor. İkincisi ise, diplomatların burada ters düştüğü iddialarıdır.”
ENTEGRASYON ANLAŞMAZLIĞI
SDG konusunda bir çatlak olup olmadığı sorusuna Özülker, “Evet. Türkiye, Suriye sınırında 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturulması için ABD’ye baskı yapıyordu. Bu konuda ‘Gerekirse bunu kendimiz yaparız’ dediler. Suriye’nin üçte birini elinde bulunduran ABD, ‘hangi politikayı güdersek başarılı oluruz’ konusunda anlaşmazlığa düşmüş olabilir. Diplomatların görevleri için ‘konsolosluk’ deniyor ama bunun çok daha ötesinde bir durum olabilir. Türkiye’nin bölgedeki hakim konumu ve Ahmed Şara’nın entegrasyon çağrıları etkili oluyor. 50 bin kadar SDG milisi olduğu söyleniyor ama Türkiye gerektiğinde harekete geçecektir. Bu gelişmeler, ‘Türkiye’yi kaybetmeyelim’ diyenler ile ‘İsrail’le devam edelim’ diyenler arasında bir çatlak olduğunu gösteriyor.”

TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ NET DEĞİL
Siyaset bilimci Doç. Dr. Deniz Tansi, Türkiye’nin Suriye’de üniter devletten yana olduğunu vurgulayarak, ABD’nin bölgeye yönelik yaklaşımına dair “Ben karamsarım” ifadelerini kullandı. Bu durumu, ‘ABD’nin klikleri arkasındaki yaklaşım farkları’ olarak değerlendiren Tansi, “Barrack’ın bu konudaki açıklamaları, ulus devletleri eleştirdiğini gösteriyor. Bu anlamda YPG/SDG’nin terör devletçiği olarak belirginleştiğini görüyoruz. Bir taraf kontrollü giderken, bu durum ABD ile aramızda yapısal bir çelişki oluşturuyor. Bizim için bir bütün Suriye esas, fakat ABD konuya ‘Suriye sonrası’ olarak bakıyor” dedi.
Kaynak: Web Özel

Yorumlar kapalı.