1. Haberler
  2. Dünya
  3. Dijital Yorgunluk: Sosyal Medya Bağımlılığı

Dijital Yorgunluk: Sosyal Medya Bağımlılığı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sosyal medya kullanıcılarının oranı, nüfusun yaklaşık yüzde 70’ine ulaşmış durumda. Günlük ortalama sosyal medya kullanım süresi ise 3 saate yaklaşırken, internet kullanım süresi 7 saatten fazla olarak kaydediliyor. Bu iki rakam, dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor. Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Dijital Yorgunluk” konusunu ele aldı.

İSTANBUL (Gazete Bursa) – Gün boyunca birçok insanın ciddi bir bölümünü dijital ekranlara bakarak geçirdiği görülüyor.

Türkiye’de sosyal medya kullanımı, modern yaşamın vazgeçilmez bir parçası hâline geldi. Bu durumu değerlendiren Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Dijital Yorgunluk” sorununa dikkat çekti.

Prof. Dr. Atalay, bu durumun sadece gençlere özgü olmadığını vurgulayarak, “Her yaş grubundan milyonlarca insan, günlerinin büyük bir kısmını dijital ekranlara bakarak geçiriyor. Sosyal medya kullanıcılarının oranı, nüfusun yaklaşık yüzde 70’ine ulaşmış durumda. Günlük ortalama sosyal medya kullanım süresi 3 saate yaklaşırken, internet kullanım süresi ise 7 saatten fazla ve her iki rakam da dünya ortalamasının üzerinde” ifadelerini kullandı.

YOĞUN BİR ŞEKİLDE İNTERNET VE SOSYAL MEDYA KULLANIYORUZ

İnternet ve sosyal medya kullanımının yoğunluğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Sadece içerik tüketmekle kalmıyoruz, aynı zamanda sürekli olarak bir şeyler üretme, paylaşma ve sosyal bağlantılar kurma çabası içindeyiz. En yakın ilişkilerimizde bile sosyal medyanın etkisi giderek artıyor. Aile üyelerimizi sosyal medya üzerinden takip ediyor, dostla muhabbeti düşmana karşı bir üstünlük sağlamak için sosyal medyayı kullanıyoruz. İş, aşk, sosyal yaşam ve eğlence için sosyal medya artık vazgeçilmez bir araç” dedi.

DİKKATİMİZ SÜREKLİ GELEN BİLDİRİMLERLE BÖLÜNÜYOR

Dijital dünyanın görünmeyen yüklerinden biri olan “dijital yorgunluk” konusuna değinen Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Dikkatimiz sürekli gelen bildirimlerle bölünüyor. Sosyal medya ve mobil mesajlaşma uygulamaları bizi bırakmıyor ve her kaydırmada güncellenen içeriklerle farkında olmadan yavaş yavaş tükeniyoruz. Bu durum yalnızca zihinsel bir yorgunluk değil; duygusal olarak da yıpranıyor, çevremizde olan biteni algılamakta zorluk çekiyoruz. Psikoloji terminolojisinde bu duruma ‘Dijital tükenmişlik’ denir. Dijital tükenmişliğin başlıca belirtileri arasında kayıtsızlık, ilgisizlik ve zihinsel tükenmişlik yer alıyor. Dijital çağda aşırı bilgiye maruz kalmak, zihnin işleyebileceğinden fazla bilgiyle sürekli karşılaşması, sanıldığı gibi olumlu sonuçlar doğurmuyor” şeklinde konuştu.

DİJİTAL MİNİMALİZM AKIMI YAYGINLAŞIYOR

Kullanıcıların dijital yorgunluk konusundaki hassasiyetlerinin artmasıyla birlikte dijital minimalizm akımının da yaygınlaştığını ifade eden Prof. Dr. Gül Esra Atalay, dijital minimalizme geçiş için atılacak adımları şöyle sıraladı:

  • Akıllı telefonlar, tabletler ve bilgisayarlardaki kullanılmayan uygulamaları silmek,
  • Telefonu elimize aldığımızda “Ne yapmak için kullanacağım?” sorusunu sormak ve gereksiz dolaşmaları azaltmak,
  • Sosyal medya ve eğlence amaçlı uygulamaların bildirimlerini kapatmak,
  • Ekran süresi belirlemek,
  • Haftada bir gün ya da belirli saatleri sosyal medyadan uzak geçirilecek zamanlar olarak belirlemek,
  • Dijital ekranların yerine kitap okumak, arkadaşlarla buluşmak, yürüyüş yapmak gibi alternatif aktiviteler koymak.
Dijital Yorgunluk: Sosyal Medya Bağımlılığı
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.