Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay, 600 bin kamu işçisini kapsayan toplu iş sözleşmeleri konusunda düzenlenen geniş katılımlı basın açıklaması için Diyarbakır’a geldi. Açıklama, DSİ 10’uncu Bölge Müdürlüğü bahçesinde gerçekleştirildi ve etkinliğe Yol-İş Sendikası’nın Karayolu Bölge Müdürlüğü üyeleri ile TES-İŞ’in DSİ Bölge Müdürlüğü’ndeki temsilcileri de katıldı. Ayrıca, Yol-İş Diyarbakır Şube Başkanı Bülent Yentürk ve TES-İŞ Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Kaçmaz da etkinlikte yer aldı.
“NE PARA KALDI NE PUL KALDI”
Etkinlikte bir konuşma yapan Ergün Atalay, işçilerin sorunlarını gündeme getirmek amacıyla sahalarda olacaklarını belirterek, “600 bin işçinin kamu sözleşmesi ile ilgili taleplerini sizinle paylaşacağız. Bu bir 6 aylık süreçti. Hükümet, Kamu Koordinasyon Kurulu’na teklifini sundu, ancak sundukları rakam toplum tarafından kabul edilebilir bir rakam değil” diye ifade etti. Geçtiğimiz hafta Maliye Bakanlığı önünde, Türkiye’deki tüm sendika başkanları ve yöneticileriyle birlikte 6 bin kişilik bir grup olarak toplandıklarını vurgulayan Atalay, “Masa susarsa alan konuşur. Bugün de bu durum yaşanıyor. Şu anda geldiğimiz noktada sözleşmeden altı ay sonra ne para kaldı ne pul. Kamuya KPSS ile girenler yüzde 25 fire veriyor, işe giremiyorlar. 40 yıl boyunca böyle bir durumla karşılaşmadık” dedi.
“GREV YAPALIM DİYE BİR SEVDAMIZ YOK”
Maaşların özel sektörden geride kaldığını belirten Ergün Atalay, “Diyarbakır’da, Taşova’da çalışan belediye işçisinin bile altında bir ücrete razı olduk. Bu nedenle ülkeyi yönetenlerin, özellikle Maliye Bakanı, Çalışma Bakanı ve Cumhurbaşkanı’nın kamu işçisinin haklı taleplerine dikkat etmesi gerekiyor. Eylem yapmak, mitingler düzenlemek, grev ilan etmek gibi bir arzumuz yok. Ancak başka bir seçeneğimiz kalmadı. Bugün buradayız ve önümüzdeki hafta üç yeni eylem planımız var. Temmuz’un 15’ine kadar grev kararı almak zorundayız. Diyarbakır’dan sesleniyorum; işçilerin taleplerine kulak verin. Geç kalırsanız, kaçan trene binemezsiniz. İnsan gibi yaşamak istiyoruz. Eğer bu haklı taleplere yöneticiler makul bir yanıt vermezse, sendikalarımız ayın 15’inden sonra grev kararı alacak ve bu kararı uygulayacaklar. Bekleme süremiz kalmadı. İşçilerin taleplerini karşılayarak bizi ülke gündeminden çıkarın, huzur içinde evlerimize dönelim” şeklinde konuştu.