TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısı, İstanbul’da gerçekleştirildi. Dernekten yapılan açıklamada, toplantının detaylarına yer verildi.
Açılış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, derneğin Türkiye içindeki ve yurt dışındaki faaliyetlerine değinerek yürüttükleri projeleri aktardı.
Turan, son dönemde küresel sistemdeki değişimlere dikkat çekerek, “Bildiğimiz dünya köklü bir dönüşüm geçiriyor. ABD’nin uygulanacağını açıkladığı gümrük vergileri, son 80 yılın en yüksek seviyelerine ulaşacak. Gümrük vergilerindeki artış neticesinde, yeni küresel ticaret düzeninin nasıl şekilleneceği zamanla belirginleşecek. Bu süreçte, dünyada belirsizlik hakim olacak.” dedi.
Ayrıca, Turan, ülkelerin ihracat stratejilerini, ticaret ilişkilerini ve üretim zincirlerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaklarını vurgulayarak bu değişimden hiçbir ülkenin muaf olmayacağını ifade etti.
Yeşil ekonomi, yeni teknolojiler, yapay zeka devrimi ve demografik dönüşümün ekonomik yapı üzerindeki etkilerini de dile getiren Turan, uluslararası kurumların etkisinin azalmakta olduğunu, bunun sonucunda uluslararası güvenlikte risklerin arttığını belirtti. Örneğin, Rusya-Ukrayna savaşı ile Gazze’deki insani krizlerin bu durumun somut göstergeleri olduğunu söyledi.
İlk çeyrek büyüme verilerinin ekonomide yavaşlamayı teyit ettiğine dikkat çeken Turan, şu açıklamada bulundu:
“GSYH’de yıllık bazda yüzde 2’lik bir büyüme görülürken, imalat sanayi yüzde 2,4 oranında küçüldü. Sanayinin performansındaki bu zayıflığın sadece son çeyrekle sınırlı olmadığını görüyoruz. Uzun bir süredir büyüme, sanayi dışındaki faaliyetlerden gelen katkılarla devam ediyor. Türkiye gibi büyük bir ekonomide sanayisiz bir büyüme modeli söz konusu olamaz. Üretimin günümüz teknolojisini takip ederek güçlenmesini sağlamak şart. Ayrıca, nitelikli insan kaynağı ve kadınların iş gücüne katılım potansiyelini unutmamalıyız.”
Turan, para politikasının kazanımlarının yanı sıra ekonomiyi daha rekabetçi hale getirecek yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesi gerektiğini aktararak, “Enflasyonla mücadele sürerken, reel sektörün yaşadığı zorlukları aşmak ve hane halkı refahını artırmak kritik öneme sahip. Fiyat istikrarını sağlamanın yanı sıra, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme sürecine girmek büyük bir zorluk olmakla birlikte mümkündür.” ifadesini kullandı.
“GÜMRÜK BİRLİĞİ’NİN GÜNCELLENMESİ ACİL İHTİYAÇ”
Turan, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin acil bir ihtiyaç olduğuna vurgu yaparak, “AB’nin, yapıcı bir yaklaşımla Gümrük Birliği’ni güncelleme sürecini başlatması, küresel zorluklara kural temelli bir yanıt bulabilmemiz için önem taşıyor.” dedi.
Türkiye-AB ilişkilerinin sadece teknik iş birliği çerçevesinden çıkartılarak, daha bütüncül bir yaklaşımla yeniden ele alınması gerektiğini belirten Turan, bunun her iki taraf için de faydalı olacağını ifade etti.
Turan, “Yeşil ekonomi, yaşlanan nüfus, yapay zeka ve AR-GE ekosisteminin güçlendirilmesi gibi konular, hem Türkiye hem de AB için acil ve kritik konulardır. Tam değerler ve kurallar etrafında güvenilir bir ortak zemin oluşturarak bu ihtiyaçlar karşılanabilir.” şeklinde konuştu.
Terör sorununun çözümünün kendileri için büyük bir dilek olduğunu vurgulayan Turan, “Terörsüz bir Türkiye süreci, barışın sağlanması adına önemli bir gelişme. Bu sürecin ülkemizin ekonomik kalkınmasına ve demokratik ortamına olumlu yansımalarını umuyoruz. Toplumsal kutuplaşmanın yerini uyuma bırakması, sorunlarımızın çözümü için yararlı bir ortam yaratacaktır.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE EKONOMİK GELİŞMELERDEN DAHA AZ ETKİLENEBİLİR”
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, küresel ekonomik gelişmelere dikkat çekerek, “Türkiye, ekonomik dalgalanmalar yaşanmadığı sürece, görece daha az etkilenecek ve olumlu yönde ayrışabilecektir.” dedi.
Yüksek enflasyonun devam ettiğini belirten Aras, fiyat istikrarı probleminin çözülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Aras, “Enflasyonla mücadelede özel sektör ve devletin birlikte hareket etmesi gerekli. En kısa sürede enflasyonu düşük tek hanelere çekmeliyiz. 2023 ortasından bu yana daha kontrollü bir para politikası uygulayıp, zamana yayılmış bir ekonomik program izliyoruz.” dedi.
“UYGULANAN EKONOMİK PROGRAMI GÜÇLENDİREREK DEVAM ETMELİYİZ”
Ömer Aras, süreç uzadıkça sanayicilerin üzerinde artan bir yük oluşturduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kalıcı düşük enflasyon, tek çıkış yoludur. Türkiye’nin dış borç sürdürülebilirlik problemi bulunmamaktadır. 2024 sonu itibarıyla kamu dış borcunun GSYH’ye oranı yüzde 19, toplam dış borcunun GSYH’ye oranı yüzde 39 ile makul düzeydedir. Bu nedenle bankacılık sektörü ve özel sektör dış borç sağlayabiliyor. Önümüzdeki dönemde uygulanan ekonomik programı güçlendirerek devam etmeliyiz.” dedi.
Aras, Türkiye’nin üretim gücünün ve coğrafi konumunun avantajlarının, AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesiyle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini söyledi:
“Dış politikada insani boyutun her daim göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Gazze’deki dramın devam etmesi ve insani yardımların engellenmesi kabul edilemez. Tüm insani değerlere saygı göstermek zorundayız.” diyerek uyarıda bulundu.
Toplantıda açılış konuşmalarının ardından “Rekabetçiliğin Yeni Küresel Dinamikleri, Avrupa Birliği ve Türkiye” ile “Jeopolitik Gelişmeler ve Türkiye” başlıklı panellerin düzenlendiği belirtildi.
