Arkadaşlarının şehit düştüğünü ve mahkeme salonunda yaşanan işkencelerin herkesi ağlattığını dile getiren Necati Özensoy, “Huzur ortamı sağlandı” denilmesine rağmen, o dönem yaşananların asla unutulmadığını belirtti.
12 Eylül askeri darbesinin etkileri, 45 yıl geçmesine rağmen devam ediyor. Bu dönemin tanıklarından biri olan Bursa doğumlu 64 yaşındaki Necati Özensoy, eğitim hayatına Bursa’da başladıktan sonra üniversite için Ankara’ya gitti. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya bölümünü 8 yılda tamamlayan Özensoy, siyasi hayatına 1976 sonlarında Ülkü Ocakları ile tanışarak adım attı. O yılların zor ve sıkıntılı bir dönem olduğunu vurgulayan Özensoy, “Gençler arasında tartışmalar şiddet boyutuna ulaştı. Maalesef, birçok arkadaşımız bu çatışmalar sonucunda hayatını kaybetti. O dönem, ayrılıkların ve kamplaşmaların yoğun olduğu bir zaman dilimiydi. Polis ve öğretmenler bile kendi aralarında kamplaşmaya başladı. Her gün tedirgin bir şekilde geçiyordu. Sınıflarda bile derslere odaklanmakta zorlanıyorduk. 12 Eylül 1980’de Kenan Evren’in yönetimindeki ordu, ülkenin yönetimine el koydu. İlk başlarda halk müdahaleyi meşru bulsa da, sonrasındaki uygulamalar meşruiyetini kaybetti” ifadelerini kullandı.
Özensoy, 11 Eylül’ü 12 Eylül’e bağlayan gecede Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nde nöbette olduğunu hatırlatarak, “Kendimizi savunmak zorundaydık çünkü çeşitli saldırılar olmuştu ve arkadaşlarımız şehit düşmüştü. 12 Eylül darbesi sonrası ülkede bir sessizlik ve huzur ortamı oluştuğunu düşündük. Biz bile bu durumdan memnuniyet duymaya başladık. Ancak, Kenan Evren ve ekibinin uygulamaları, operasyonları ve özel timlerle arkadaşlarımızın yakalanması, yakalananların gördüğü muameleler oldukça kötüydü. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen bunları unutamadık. O dönemde Ankara’da kaldığım evdeki bütün arkadaşlarım tutuklandı, ben ise yaklaşık iki yıl boyunca kaçak yaşamak zorunda kaldım” şeklinde konuştu.
Arkadaşlarının insanlık dışı eziyetlere maruz kaldığını gözyaşları içinde anlatan Özensoy, “O dönemde akla hayale gelmeyecek işkenceler yapıldı. Yargılamalar da son derece adaletsizdi. Birçok arkadaşımız, işlemediği suçlardan hapis yattı. O dönemin meşruiyet dışına çıkmasına neden olan uygulamalar arasında bir sağdan bir soldan idamlar olması da vardı. Mustafa Pehlivanoğlu’nun idamından sonra suçsuz olduğu anlaşıldı. 12 Eylül’de yaşananlar, bizim kuşağımızda ciddi travmalara yol açtı” dedi.
O günleri yaşamanın gerekliliğine dikkat çeken Özensoy, “Ne kadar anlatılsa da o duyguları hissetmek zor” şeklinde ifade etti. 45-50 yıl süresince yaşananların adeta bir film gibi olduğunu belirten Özensoy, “O dönemdeki gençlik, daha iyi yerlerde olabilecekken, yaşananlar nedeniyle heba oldu. Aynı evde kaldığım arkadaşlarımdan bazıları 11 yıl cezaevinde yattı. Çok yakın bir arkadaşım şehit oldu. Yücel Kapısız, çapraz ateşte kurşunlanarak öldürüldü. Erol Ateş ise dayısının dükkânında çalışırken silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Polislerden haksız yere dayak yedik” dedi.
Arkadaşlarını görebilmek için gece gündüz Mamak’ta mahkeme için beklediğini dile getiren Özensoy, “Mahkeme salonunda arkadaşlarımızı görmek istiyorduk. Onların anlattıklarıyla aynı duyguları paylaşıyorduk. İsmimi vermek istemediğim bir büyüğümüz, cezaevinde yaşadığı işkenceleri ağlayarak anlattı. O an salondaki herkesin gözyaşlarına boğulduğunu biliyorum. Beraber yaşadığınız, cebinizdeki parayı paylaştığınız arkadaşlarınız yıllarca hapis yattı. Bizim kuşağımız bu travmalara maruz kaldı ve memlekete faydalı olabilecek bir nesil heba oldu” şeklinde konuştu.
23. ve 24. dönem Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) listelerinden Bursa milletvekilliği yapan Necati Özensoy, şu anda emeklilik hayatı sürüyor.
Kaynak:mahhaber.com
Yorumlar kapalı.